Uçak Bileti Bul
Avantajlı Seyahat ile daha Özgürsün
Dönüş Ekle
Yetişkin   (18 ve üstü)
Çocuk   (2 - 11)
Bebek   (2 ve altı)

Yolcu Sayısı 9'dan Fazla Olamaz!

Van Gezilecek Yerler

Doğu Anadolu’nun bükülmez medeniyeti demir şekil veren ilk manifesto şehri, Tuşpa! Van gezilecek yerleri incelerken tarihi ve kültürü hakkında bu eşsiz nitelikte ki şehri de yakından tanıyacağız. Van sadece günümüz de bir Doğu Anadolu Bölgesi olmasının da ötesinde tarihin en eski ve köklü devletine de ev sahipliği yapmıştır. Urartuların Tunç çağı ve Demir çağı bu şehir de hayat bulmuş ilerleyen zamanlarda Osmanlı medeniyetinin de Doğuya açılan kapısı olma özelliği ile tam bir ihtişam şehri. Günümüz de Van hakkında çeşitli tarihçeler bulunmakta. Biraz geçmiş döneme baktığımızda günümüze kalan tarihi eserleri çok önemli tarihçilerin dâhi konusu olmuş. Van gezilecek yerler listesinde sizlere sıraladığımız mutlaka Van’da görülmesi gereken yerleri ziyaretiniz esnasında ilk sıralara alın! avantajliseyahat.com/sehir_rehberi/ olarak sizleri eşsiz Van gezisi ile baş başa bırakıyoruz.

Van Gölü, Yerel Halk Adı İle Van Denizi

Van gölü, yerel halk adı ile Van denizi tamamen doğal bir oluşum olan Van gölü Dünyanın en büyük sodalı ve Türkiye’nin de en büyük gölüdür. Göl oluşumu volkanik patlamalar sonucu oluşmuştur. Şehrin yerel halkı burayı göl olarak benimsemek yerine Van denizi demektedir. Van’ın Tatvan ilçe sınırında bulunan Van gölü içerisinde ayrı ayrı 4 büyük adayı da barındırmaktadır. Bu adalar Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır bu adalar tarih ve kültür açısından çok önemli bir yere sahiptir. 1990 yılında Van gölü ve çevre adaları doğal arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Van Gölü yüz ölçümü 3.713 kilometredir göl derinliği 171 metreyi bulmaktadır. Van gölü belirli kısımları kıyı olarak belirlenmiştir ve buradan direk olarak içerisinde ki adalara feribotlar ile ulaşım sağlanabilir. Van gölü içerisinde sadece inci kefali yetişmektedir bu yöreye ve göle ait bir türdür. Van gölünün çeşitli rivayetleri ve şehir efsaneleri bulunsa da en bilineni Van gölü canavarıdır. Hikâye yerel halk tarafından tamamen bilinir olmak ve turist çekmek amacı ile yapılmıştır. Çeşitli zamanlar da bu konu hatta araştırmaya dahi başlanmıştır. Van ve çevresinde gezilecek yerler listesiniz’ ilk sırada Van gölünü muhakkak bulundurun. Van turistik ziyaretlerde en çok İran’dan yabancı ziyaretçi almaktadır. İstanbul-Tahran demir yolunun burada bulunması da önemli bir sebep olmuştur.

Van Kalesi, Urartu Kalesi

Doğu Anadolu’nun bükülmez medeniyeti, demire şekil verip taşları büken, Tuşpa! Van Kalesi ya da birçok tarihçi, arkeolog tabiri ile Urartu Kalesi. Modern medeniyetimizde yapılan mermer veya dekorasyon ürünlerinin ham olarak işlenip, şekil veren medeniyet Urartular. Bundan 2450 yıl öncesinde oymacılık ve mermere el hüneri ile şekil vererek bugün ki Van Kalesini inşa etmiş. Adeta sizleri ihtişamı ile alıp götüren Van Kalesi hakkında detayları tek tek inceliyoruz.

Van Kalesi şehir merkezinde bulunmaktadır. Baktığınız her alandan görebileceğiniz bir özelliğe sahip. Kale görüntüsü sizleri sadece bir taş yapıt olarak yanıltmasın. Van kalesi içerisinde bir medeniyet şehrini barındırıyor. Van kalesi Urartu döneminde tamamen insan eli ile inşa edilmiştir. Mermerleri Edremit’ten tam 10 bin km öteden getirilerek dev bir yapı hali almış. Urartu medeniyeti o dönemin ilk yazılı devletlerinden birisidir. Asurluların yazıyı Anadolu’ya getirmesinden öteye geçip kendi dillerini ve yazılarını geliştirmişler. Urartu’ca bir lisan (dil) olarak bulundukları dönemde kullanılmıştır. Milattan önce 7 ilâ 9 yy arasında ayakta kalmış bu medeniyetin en belirtili yapısı Urartu Kalesi olmuş. Van Kalesi, Urartu döneminde içerisinde Urartu Mezarı, Saray ve hatta idari binalara bile ev sahipliği yapmış. Tunç dönemi ve Demir dönemi ayak izlerini bugün dahi görülmektedir. İnsan gücüyle tamamen Urartu ustaları tarafından oymacılık ve el işçiliği ile inşa edilen Van Kalesi. Osmanlı dönemi 1514 yılında Çaldıran savaşı ile Yavuz Sultan Selim tarafından fetih edilmiştir. Van için artık yeni dönemin Osmanlı sarayı Van Kalesi ve içerisinde ki binalar olmuştur. Osmanlı mimari esintileri ile zarar gören yapının onarımına başlanmış ve Van Kalesi onarılmış. Osmanlı dönemi ilk olarak Van Kalesi kapıları tamir edilmiş ve daha sonra kule ve kule uç noktalarını kerpiç ile onarmıştır. Kanuni Sultan dönemi Van Kalesi içerisinde zirve noktasına bir de “Süleyman Han Cami” yaptırılmıştır. İlerleyen dönemde Van Kalesi yıpranmaya başlamış ve buradaki Süleyman Han Cami de kısmen tahrip olup yıkılmıştır. 2000 yılında Süleyman Han Cami aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir sadece minare “Şerefe” kısmı Osmanlıya ait olarak kalmış ve diğer bölümler aslına uygun olarak onarılmıştır. Van Kalesi Günümüz de çokça yerli ve yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yapmakta Van gezilecek yerler listesin de bu kaleyi mutlaka ziyaret edip adımlamalısınız.

Van Kalesi İç Özellikleri Nelerdir?

Van Kalesi iç özellik olarak sadece bir kale değil aynı zaman da kayalara oyulmuş biçim de yapılan merdivenler orijinal olarak bugün dahi görülebilmektedir. Urartular kendi alfabelerini ve dillerini geliştirmişler bu yazılar halen kale duvarlarında gözükmekte. İnanılmaz sanki bir roma piramidi kaya duvarları içerisinde bir ah anıtı, bu ah anıtını yazdıran Krallardır. Urartuca metin de şunlar yazmaktadır, “Burayı kim ben yaptım derse ah ediyorum demiştir”. İçeride birde kaya mezarlığı bulunmakta “lahidin” kral mezarı, olarak ayrı iç içe odalar görebiliyorsunuz. Urartular ölümden sonra hayata inanıyorlar ve içeride oyuklar halinde oluşan kısımlara dolaplar yapmışlardır. Buraya ölen kral için bir takım eşyalar da bırakılmış. Mezarlıkta her bir motifin bir anlamı vardır. Zamanla Osmanlı yazılarının da bu duvarlara işlendiği görülmekte. Burada ki eserler bir yüzyıl sonrası yağmalanmış Urartu dönemi zaman içerisinde bir boşluğa düşmüş ve postuurartu dönemi başlamış. Urartu kalesi yağmalanıp yıpranarak tarihin içerisinde günümüze kadar gelmiştir.

Van Kalesi Kaç Metredir?

Van Kalesi 1300 metre duvar uzunluğuna ve 100 metre yüksekliğe sahiptir.

Akdamar Adası ve Kilisesi

Akdamar adası ve kilisesi tarihin önemli izlerini ve motiflerini gözler önüne sermekte. Yerli halkın buraya efsanelerden oluşan bir isim verdiği Ah Tamar adası olarak duymanız kulağınıza yabancı gelmesin evet en büyük aşk hikâyelerinden, şehir efsanesi mi yoksa gerçek mi uzun uzadıya tartışılır ama muhakkak en romantik ve acıklı hikâye öncesinde Akdamar adasından ve ada yapısından biraz bahsedelim;

Akdamar Adası:

Van Şehri’nin Gevaş ilçesinde yer alan Akdamar adası, Van Gölünün 2’ci en büyük adasıdır. Ada çevresi sarp kayalıklar ile çevrilmiş ayrıca 700 bin metrekare alanı da kaplamaktadır. Akdamar adası bahar aylarında çiçekleri ve badem ağaçlarının açmasıyla görsel bir şölen oluşturmuş. Akdamar adası kıyı uzaklığı 3 kilometredir ada çevresinde yine komşu küçük iki ayrı ada bulunmaktadır. Akdamar adası ulaşımı, Gevaş iskelesinden direk olarak Akdamar adasına Vapur ve Feribot seferleri yapılmaktadır. Yaz ayların da neredeyse saat başı buraya sefer düzenlenirken kışın 10 kişi gibi yeterli bir sayıya ulaşınca bu adaya gitmeniz mümkün olmakta. Akdamar adası ziyaretinizi öğlen saatlerinde yapmanız sizler için iyi bir alternatif olabilir. Hem zaman tasarrufu yapabilir hem de fazla beklemek zorunda kalmazsınız.

Akdamar Kilisesi,

Akdamar Ermeni kilisesi olarak bilinmektedir, orta çağ dönem tarihin de 915-921 yılları arasında I.Gagit tarafından inşa edilmiştir. Ermeni mimarisinin en parlak eserlerinden olan Akdamar Kilisesi tarihin en ince işlenmiş sanat tarihi motiflerini içerisinde barındırır. Akdamar adası içerisinde yer alan yapı tarih içerisinde çeşitli eklemeler ile güçlendirilmiştir. Ayrıca çan kulesi de ek olarak yapılan Akdamar kilisesi taş sanat mimari ile inşa edilmiştir. Çeşitli rivayetlerin olduğu Akdamar kilisesinin en bilinen hikâyesi Ah Tamara’dır.

Ah Tamara Hikâyesi,

Ada da yaşayan Ermeni Keşişi ve onun güzeller güzeli kızı Tamara! Adanın çevre köylerinde çobanlık yapan bir genç Tamara’ya aşık olur bu aşkı karşılık bulan genç, buluşmak için neredeyse her gece yüzerek bu adaya gelir. Tamara ise ona yol göstermek için fenerle ışık tutar. Tamara’nın babası zamanla durumu fark eder ve genç adaya gelirken elinde fenerle yönünü sürekli olarak değiştirir. Adaya yüzmek isterken yönünü bulamayan bu gencin gücü tükenerek Ah Tamara sesi ile kendisini gölün sularına bırakarak can verir. Buna şahit olan Tamara bu duruma dayanamayarak hemen orada göle atlayarak can verir. Bu durum dilden dile yayılarak bir şehir efsanesine dönüşür hikâye günümüz de o kadar çok bilinir ki bu adaya zaman zaman Ah Tamar adası da denmektedir.